
Tarım Memleketi “Bir Soru Bir Cevap”
“Kırsalın Sesi” Tarım Memleketi ekibi tarafından geliştirilmiş yeni bir platformdur. Kırsalın Sesi, üretimde karşılaşılan sorunların konuşulduğu, çözüm önerilerinin paylaşıldığı bir buluşma noktasıdır.
Türkiye’nin dört bir yanındaki yetiştiriciler tarımsal konularda öğrenmek istediklerini ya da akıllarına takılanları soruyor, uzman isim Ziraat Yüksek Mühendisi Levent ATMACA yanıtlıyor!
Siz de sorularınızla diğer üreticilere katkıda bulunabilir, uzman görüşünden faydalanarak üretiminizi daha verimli hale getirebilirsiniz.
“Kırsalın Sesi” Platformunda Dikkat Edilmesi Gerekenler
- Kullanıcı Adı: “Kırsalın Sesi” sayfasında bulunan ilgili formda (Adınız*) kısmına gerçek ad soyad ve yaşadığınız şehiri yazmanız zorunludur. Örnek: Levent Atmaca (Konya). Ad Soyad (Şehir) bilgileri eksik girilen sorulara cevap verilmeyecek olup sitemizde de yayınlanmayacaktır!.
 - Konuya Uygun Sorular: Sorularınızı tarım, üretim ve kırsal yaşam odağında tutmaya özen gösteriniz. Uzmanımıza sadece tarım ile ilgili sorular yöneltiniz.
 - Spam ve Reklam YASAK: Platform bilgi paylaşımı içindir, ticari amaçlı içerikler ve reklamlar paylaşılmamalıdır.
 








Hocam, Afyon’da patates üretiminde önemli bir yere sahibiz. Ancak özellikle son yıllarda iklimdeki ani değişiklikler, don olayları ve kuraklık dönemleri ürünümüzü çok yıprattı. Bir de patates siğili gibi toprak kaynaklı hastalıklar yüzünden ekim alanlarımızı değiştirmek zorunda kalıyoruz. Bu kadar belirsiz iklim koşullarına ve toprak hastalıklarına karşı daha dirençli çeşitler veya yeni mücadele yöntemleri var mı? Geleceğe dair endişelerimiz büyüyor.
Afyonkarahisar’da patates üretiminde karşılaşılan bu zorluklar, modern tarımın adaptasyon gerektiren önemli başlıklarından. İklim değişikliklerinin neden olduğu ani donlar ve kuraklık periyotlarına karşı, erken ve geç çeşitlerin dengeli bir şekilde ekimi risk dağılımı sağlayabilir. Ayrıca, don riskinin olduğu dönemlerde sıra arası örtüleme veya sulama ile don zararlarını azaltma teknikleri uygulanabilir. Toprak kaynaklı hastalıklarla mücadelede ise münavebe (ekim nöbeti) sistemi kritik öneme sahiptir; aynı alana üst üste patates ekiminden kaçınmak hastalığın yayılmasını engeller.
Hastalıklara dayanıklı patates çeşitlerinin tercih edilmesi, sertifikalı tohumluk kullanımı ve toprak dezenfeksiyonu gibi uygulamalar da patates siğili gibi sorunlara karşı etkili çözümler sunabilir. Tarım teknolojilerindeki gelişmeler sayesinde, bitki besleme programlarını güçlendirerek bitkinin genel sağlığını ve hastalıklara karşı direncini artırmak da mümkündür.
Bu sene gübre fiyatları yine uçtu. 2025’te de böyle giderse maliyetleri nasıl düşüreceğiz? Devletin bir desteği, yeni bir planı var mı?
Mustafa Bey 2025’te gübre maliyetleri, küresel piyasalardaki enerji ve hammadde fiyatlarına bağlı olarak dalgalanmaya devam edebilir. Bakanlık, yerli gübre üretimini teşvik ederek dışa bağımlılığı azaltmayı ve dolayısıyla fiyat istikrarı sağlamayı hedefliyor.
Ayrıca, organomineral gübrelerin kullanımını yaygınlaştırmak ve çiftçilere toprak analizi bazlı gübreleme eğitimleri vermek suretiyle verimliliği artırarak girdi maliyetlerini düşürme stratejileri üzerinde çalışılıyor. Bu sayede, aynı verimi daha az gübreyle alabilmeniz mümkün olacak. Yeni nesil gübreleme tekniklerine adaptasyon, uzun vadede sürdürülebilir bir çözüm sunacaktır.
Destek mekanizmalarının güncellenmesi de gündemde olup, il ve ilçe tarım müdürlükleri aracılığıyla bilgilendirmeler yapılacaktır.
Levent Bey merhaba. Uşak’ta şeker pancarı üretimi önemli bir geçim kaynağı. Ancak son zamanlarda artan gübre ve mazot maliyetleri belimizi büküyor. Ayrıca, sulama suyu sıkıntısı da zaman zaman ciddi sorunlara yol açabiliyor. Bu yüksek girdi maliyetlerini düşürmek ve kısıtlı su kaynaklarını daha verimli kullanmak adına biz üreticilere ne gibi alternatif çözümler önerebilirsiniz? Geleneksel yöntemlerle bu yükün altından kalkmakta zorlanıyoruz.
Merhaba Cemil Bey. Şeker pancarı üretiminde yüksek girdi maliyetleri ve su kıtlığı, maalesef birçok üreticinin ortak derdi haline geldi. Gübre maliyetlerini düşürmek için öncelikle toprak analizi yaptırmak ve bitkinin gerçek ihtiyacına göre gübreleme yapmak israfı önleyecektir. Organik madde miktarını artırarak toprağın besin tutma kapasitesini iyileştirmek ve yeşil gübreleme gibi uygulamalarla kimyasal gübreye olan bağımlılığı azaltmak mümkündür.
Sulama suyu sorununa gelince, damla sulama veya basınçlı sulama sistemleri gibi modern teknikler, suyu doğrudan bitki köküne ulaştırarak su kaybını minimuma indirir ve büyük ölçüde verimlilik artışı sağlar. Ayrıca, su hasadı yöntemleri ile yağış sularını depolamak ve bunları sulamada kullanmak da uzun vadede sürdürülebilir bir çözüm sunabilir. Bu tür adaptasyonlar, hem maliyetleri düşürmeye hem de çevresel sürdürülebilirliğe katkıda bulunmaya yardımcı olacaktır.
Levent Bey, gül seramda özellikle kış aylarında külleme ve botrytis (gri küf) hastalıkları artıyor. Ne gibi önleyici tedbirler alabilirim?
Kış aylarında sera içi nem ve sıcaklık kontrolü bu hastalıklar için kritiktir. Külleme ve botrytis, yüksek nem ve yetersiz havalandırma koşullarında hızla yayılır. Gece ve gündüz sıcaklık farklarını minimize etmek ve serayı düzenli olarak havalandırmak önemlidir. Sabah erken saatlerde buharlaşmayı sağlamak için ısıtma ve havalandırmayı birlikte kullanın. Hastalıklı bitki kısımlarını hemen temizleyin ve biyolojik fungisitleri önleyici olarak kullanmayı düşünebilirsiniz.
Merhabalar Levent Bey. Bizim bölgede narenciye bahçelerimizde, özellikle de limon ağaçlarında, son birkaç yıldır garip bir durum yaşıyoruz. Meyvelerin kabukları sertleşiyor, içindeki suyu azalıyor ve tadı da değişiyor. Sanki ağaçlar yorulmuş gibi. Bu durum iklimden mi, topraktan mı kaynaklanıyor, yoksa başka bir hastalık mı var?
Merhaba Salih Bey. Narenciye ağaçlarında meyve kalitesindeki bu tür bozulmalar, özellikle kabuk sertleşmesi ve su oranındaki azalma, genellikle birden fazla çevresel ve besinsel faktörün etkileşimiyle ortaya çıkar. Yetersiz veya düzensiz sulama, ağacın meyvelere yeterli suyu gönderememesine neden olabilir. Aynı zamanda, topraktaki potasyum ve kalsiyum dengesizlikleri de meyve kabuklarının yapısını ve meyve suyu kalitesini doğrudan etkiler. Aşırı sıcaklık stresi veya ani sıcaklık düşüşleri de ağacın fizyolojisini bozarak bu tür semptomlara yol açabilir. Nadiren de olsa, bazı mikro besin elementlerinin eksikliği veya belirli fizyolojik bozukluklar da benzer sorunlara neden olabilir. Bu durumu netleştirmek için kapsamlı bir toprak ve yaprak analizi yapmak, ayrıca ağaçların su ve besin ihtiyacını doğru şekilde yönetmek büyük önem taşımaktadır.
Elma soğuk hava depomda ürünlerde su kaybını yani buruşmayı önlemek için nem oranını nasıl optimum seviyede tutabilirim? Saygılar.
Elmaların depolama sırasında su kaybetmemesi için depo içindeki nem oranını %90-95 seviyelerinde tutmak kritik öneme sahiptir. Bunu sağlamak için nemlendiriciler (fogger, ultrasonik nemlendirici) kullanabilirsiniz. Depo duvarlarında nem bariyerleri oluşturmak ve kapıların sıkıca kapanmasını sağlamak da nem kaybını önler. Ayrıca, elmaların depoya girmeden önce ön soğutulması, depodaki nem dengesinin korunmasına yardımcı olur.
Sa. Levent Bey. Denizli’de tıbbi ve aromatik bitki yetiştiriciliği yapıyoruz, özellikle kekik. Ancak son zamanlarda yabancı otlarla mücadele bizim için büyük bir sorun teşkil ediyor. Elle yolma çok maliyetli, kimyasal ilaç kullanmak ise ürünümüzün organik değerini düşürüyor. Yabancı otlarla hem çevreci hem de ekonomik bir şekilde mücadele etmek için ne gibi yöntemler uygulayabiliriz? Kaliteli ve katma değerli ürün elde etmek için bu konuda desteklerinizi bekliyoruz.
Aleykümselam Muhammed Bey. Kekik gibi tıbbi ve aromatik bitki yetiştiriciliğinde yabancı ot kontrolü, ürün kalitesi ve organik değer açısından hayati öneme sahiptir. Kimyasal kullanmak istememeniz oldukça doğru bir yaklaşım. Yabancı otlarla çevreci ve ekonomik mücadelede ilk akla gelen yöntemlerden biri malç uygulamalarıdır; organik malçlar topraktaki nemi korurken aynı zamanda yabancı ot gelişimini baskılar.
Bitki aralarına uygun aralıklarla ekilen örtü bitkileri de yabancı otlara karşı rekabet avantajı sağlayabilir. Ayrıca, termal yabancı ot mücadelesi veya mekanik ot alma makineleri, özellikle geniş alanlarda iş gücü maliyetini düşürmek adına alternatif çözümler sunar. Gelişen teknolojilerle birlikte, hassas tarım uygulamaları kapsamında yabancı otları noktasal olarak hedefleyen sensörlü püskürtme sistemleri de gelecekteki çözümler arasında yer alabilir. Erken müdahale ve entegre bir yaklaşımla, yabancı ot sorununu başarılı bir şekilde yönetmek mümkündür.
Bizim burada turunçgil bahçelerimizde son yıllarda yaprak bitleri ve unlu bitler ciddi sorun olmaya başladı. Kimyasal ilaçlara alternatif olarak ne gibi biyolojik mücadele yöntemleri önerebilirsiniz, özellikle de verimi düşürmeden ve doğal dengeyi bozmadan?
Ahmet Bey, Adana’daki turunçgil bahçelerinde bu zararlılarla mücadelede biyolojik yöntemler oldukça etkili olabilir. Özellikle avcı böceklerin (örneğin, ladybuglar) ve parazitoitlerin (örneğin, bazı minik yaban arıları türleri) salınımı, yaprak biti ve unlu bit popülasyonlarını doğal yollarla kontrol altında tutmada başarılı sonuçlar verir. Feromon tuzakları da zararlıların popülasyon yoğunluğunu izlemek ve toplu yakalamak için kullanılabilir. Biyopreparatlarla yapılan uygulamalar da, doğal düşmanlara zarar vermeden zararlılara karşı spesifik bir etki sağlar. Bu yöntemler, entegre zararlı yönetimi stratejisinin önemli bir parçasıdır.
Hocam hayırlı günler. Benim size sormak istediğim sebze tohumlarımın çimlenme oranını artırmak için ekim öncesi ne gibi uygulamalar yapabilirim? Teşekkürler.
Emrah Bey merhaba. Tohumların çimlenme oranını artırmak için birkaç uygulama yapılabilir. “Tohum ön ıslatması” veya “priming” adı verilen uygulamalar, tohumların su alımını hızlandırarak çimlenmeyi teşvik eder. Bazı tohumlar için, ekim öncesi soğuk katmanlama (stratifikasyon) gerekebilir. Tohum yüzeyinde bulunan çimlenmeyi engelleyici maddeleri yıkamak için kısa süreli yıkama da faydalı olabilir. Ayrıca, tohumlara ekimden önce fungisitlerle muamele etmek, fide hastalıklarına karşı koruma sağlar.
Levent Bey merhaba. Çavdar yerine tritikale ekmek mantıklı mı sizce?
Merhaba Erkan Bey. Tiritikale özellikle hayvan yemi için daha verimli ve protein oranı yüksek bir alternatiftir. Ancak pazarlama açısından çavdar daha çok alıcı bulur. İhtiyacınıza göre karar vermelisiniz.
Serada domates yetiştiriyorum ama çok randımanlı olmadı maalesef. yeni sezon öncesi önerileriniz ne olur?
Antalya koşullarında uzun raf ömrüne sahip hibrit çeşitler tercih edilmeli. TyLCV’ye (domates sarı yaprak kıvırcıklık virüsü) dayanıklı çeşitler öne çıkıyor. Pazar talebine göre salkım domatesler de avantajlıdır. Her işte olduğu gibi örtüaltı yetiştiriciliğinde de tecrübe çok önemli Caner Bey.
Adıyaman’da tütün yetiştiriciliği geleneksel olarak yapılıyor ama son zamanlarda kuraklık ve verim düşüklüğü yaşıyoruz. Daha az suya ihtiyaç duyan, kuraklığa dayanıklı tütün çeşitleri var mı? Ya da sulama verimliliğini artırmak için damla sulama haricinde ne gibi teknikler kullanabiliriz?
Adıyaman gibi kuraklık riski taşıyan bölgelerde tütün yetiştiriciliğinde su verimliliğini artırmak kritik öneme sahiptir. Kuraklığa daha toleranslı tütün çeşitleri üzerine araştırmalar devam etmekle birlikte, mevcut çeşitlerde su stresi yönetimi ön plandadır. Damla sulama verimli olsa da, akıllı sulama sistemleri (sensör tabanlı sulama) toprağın nemini anlık izleyerek bitkinin ihtiyacı kadar su verilmesini sağlar, bu da su tasarrufunda büyük fayda sağlar. Ayrıca, toprak organik madde içeriğini artırmak (örneğin, kompost uygulamalarıyla) toprağın su tutma kapasitesini artırarak bitkinin su stresini azaltabilir.
Selamünaleyküm yiğidim. Beni son yıllarda düşündüren bir mevzu var. Gençler köylerden kaçıyor, tarım yapan kalmadı neredeyse. Ben de yaşlandım, benden sonra bizden sonra bu tarlaları kim işleyecek? Gençleri tarıma çekmek için ne tür çalışmalar yapılıyor ya da herhangi bir proje var mı?
Aleykümselam Ali Bey. Tereddütlerinizi çok iyi anlıyorum. Gençlerin tarıma yönelmesi, Türkiye tarımının sürdürülebilirliği için hayati öneme sahip. Bu kapsamda, genç çiftçilere yönelik hibe programlarının ve faizsiz kredi olanaklarının artırılması planlanıyor. Tarım ve Orman Bakanlığı, kırsal kalkınma projeleri aracılığıyla genç girişimcilere destek olacak ve mentorluk hizmetleri sunacak. Dijital tarım uygulamaları, drone teknolojileri ve akıllı makineler gibi modern tarım teknikleriyle gençlerin ilgisi çekilmeye çalışılacak.
Ayrıca, tarım meslek liseleri ve üniversitelerle iş birliği yapılarak nitelikli tarım iş gücünün yetiştirilmesi hedefleniyor. Köy yaşam kalitesini artırıcı sosyal projeler de gençlerin kırsalda kalmasını teşvik edecek. Bu sayede, tarımın cazibesi artırılarak yeni nesil üreticilerin önü açılacak.
Yeni bir işe başlamak üzereyim hocam. Sizin de görüşünüzü almak istiyorum. Örtüaltı çilek yetiştiriciliğinde topraksız tarım uygulamalarının avantajları nelerdir ve sistem kurulumunda nelere dikkat etmeliyim?
Ufuk Bey hayırlı olsun inşallah. Topraksız tarım konusu çok geniş ve stratejik bir konu. Kısaca değerlendirmem gerekirse; topraksız çilek yetiştiriciliği, geleneksel yöntemlere göre birçok avantaj sunar. Bitki başına verim artışı, hastalık ve zararlı kontrolünün kolaylığı, su ve gübre kullanımında tasarruf, daha temiz ürün ve erken hasat başlıca avantajlarıdır. Sistem kurulumunda, uygun yetiştirme ortamı (kokopit, perlit vb.) seçimi, hassas besin çözeltisi hazırlama ve otomatik sulama sistemleri (damla sulama) kurulumu kritik öneme sahiptir. Bitki destek sistemleri ve uygun sera içi iklimlendirme de başarı için önemlidir.
Fındıkta külleme hastalığına karşı hangi tedbirleri almamız gerekir hocam. fındıkla ilgili yazılarınızı yakından takip edip ihtiyaç halinde yararlanmak için başvuruyorum. şimdiden teşekkürler.
Kıymetli değerlendirmeniz için teşekkürler. Külleme ile mücadelede en etkili yol erken dönemde kükürtlü ilaç uygulamasıdır. Külleme hastalığına karşı ilk ilaçlama genellikle belirtiler görülmeye başlandığında veya hastalığın yayılma riski yüksek olduğu dönemde yapılır. Bu dönemde çoğunlukla mart sonu nisan ayı içerisine denk gelir. Külleme artan nemle çoğalır ve rüzgarla tüm fındık alanlarına yayılır. Özellikle ilkbahar dönemindeki genç sürgün gelişimi ve çiçeklenme sonrası dönemler önemlidir. Ruhsatlı ve etkili fungisitlerin seçilmesi ve önerilen dozlarda kullanılması kritiktir. Genellikle kükürt bazlı ilaçlar veya sistemik fungisitler tercih edilebilir.
Hastalığın erken teşhisi, başarılı mücadele için çok önemlidir. Yapraklarda beyaz pudramsı oluşumlar gördüğünüzde hemen harekete geçmelisiniz. Entegre Zararlı Yönetimi (IPM) prensipleri çerçevesinde, kültürel, biyolojik ve kimyasal mücadele yöntemlerinin bir arada kullanılması en etkili sonuçları verir. Ayrıca budama ile bahçeyi havalandırmak hastalığın yayılmasını engeller. Düzenli kontrol ihmal edilmemelidir.
Levent bey benim Isparta Yalvaç Özgüney köyünde elma bahçem var. Elma bahçemde verimi artırmak için ne yapmalıyım siz ne önerirsiniz?
Zeynel Bey bahçenizin bereketi bol olsun. Elma bahçelerinde düzenli budama, doğru gübreleme ve sulama en kritik unsurlardır. Hastalık ve zararlılar için periyodik kontrol şarttır. Elma bahçelerinde azot, fosfor ve potasyum olmazsa olmazdır. Bunun dışında Çinko (Zn), Bor (B), Demir (Fe), Mangan (Mn), Bakır (Cu) gibi mikro elementler de ağacın sağlıklı gelişimi için gereklidir, ancak çok daha küçük miktarlarda. Eksiklikleri yaprak sararması, büyüme geriliği veya meyve kalitesinde düşüş gibi belirtilerle kendini gösterebilir.
Bahçenizi bir danışmana göstermeniz daha etkili olur. Ağaçlarınızın yaşına ve genel gelişim durumuna göre özel olarak hazırlanmış reçetelere de ihtiyacınız olabilir. Örneğin aminoasit ve deniz yosunu gibi ek gübreler.
Patates ekiminde dekara ne kadar tohumluk kullanılmalı? Köyde farklı farklı görüş var. Bu işin doğrusu nedir Levent Bey.
Serkan Bey konuyu şöyle özetleyebiliriz; ortalama olarak 250-300 kg/da tohumluk kullanılması önerilse de 1 dekar alana patates ekmek için genellikle 300-500 kilogram tohum patates kullanılır. Bu miktar, patates türüne, ekim sıklığına ve toprak koşullarına bağlı olarak değişiklik gösterebilir. Bkz. (https://tarimmemleketi.com/patates-yetistiriciligi)
Ancak tohumun iriliğine göre miktar değişebilir. Sertifikalı tohum kullanmanız verimi güvence altına alır. Hangi amaçla yetiştiriciliğe başlamayı planlıyorsanız o yönde tohumluk seçmelisiniz. Üretiminizin sofralık veya kızartmalık olmasına göre uygun ve ideal bir tohumluk çeşit belirlemeniz gerekir.
Su yok, kuraklık kapıda. Damla sulama falan yapıyoruz ama yetmiyor. Çiftçilere yeni su kaynakları, daha modern sulama teknikleri için destek verilecek mi? Yoksa tarlaları boş mu bırakacağız? Bizi ne bekliyor Levent Bey?
Ercüment Bey merhaba. 2025 ve sonrası için su kaynaklarının verimli kullanımı en öncelikli konulardan biri Tarım ve Orman Bakanlığı için muhakkak. Devlet Su İşleri (DSİ) tarafından yürütülen yeni baraj, gölet ve sulama kanalı projeleri hızlandırılacak şüphesiz.
Özellikle kapalı devre basınçlı sulama sistemlerinin yaygınlaştırılmasına yönelik hibe destekleri daha da artırılacak. Havza bazlı destekleme modeline geçilmesiyle birlikte (eylül 2024) bazı il ve ilçelerde su kısıtı desteği de verileceği duyurulmuştu bakanlığımız tarafından. Akıllı sulama sistemleri ve sensör teknolojileri ile toprağın nem ihtiyacına göre su verilmesi teşvik edilerek önemli bir adım daha atılacak diye öngörüyorum.
Yağmur hasadı sistemleri ve arıtılmış atık suların tarımda kullanımı gibi alternatif su kaynakları üzerinde de çalışmalara ağırlık verilecek. Ayrıca, kuraklığa dayanıklı çeşitlerin geliştirilmesi ve ekim nöbeti uygulamalarının yaygınlaştırılması gibi kültürel önlemlerle su tüketimini azaltmayı hedefleyecektir bakanlık. Bu sayede, mevcut su kaynaklarıyla daha fazla verim alabilmeniz mümkün olacak diye düşünüyorum. Bizler profesyonel bir bakış açısıyla her daim üretmeye devam edeceğiz Ercüment Bey. Sorunlar çözülmek için vardır..
Sayın hocam merhaba. Bingöl’de mera hayvancılığı yaygın ama meralarımızda ot verimi düşüyor ve bazı istilacı ot türleri yayılıyor. Meraları rehabilite etmek için ne gibi bitkilendirme ve yönetim stratejileri önerirsiniz, özellikle de maliyeti düşük tutarak?
Merhaba Deniz Bey. Güzel sorunuz için teşekkür etmek isterim. Sürdürülebilir hayvancılık için mera rehabilitasyonu kuşkusuz elzemdir. Ot verimini artırmak için öncelikle mevcut otlakların aşırı otlatmadan korunması gerekir; rotasyonel otlatma sistemleri bu konuda çok etkilidir. İstilacı ot türleriyle mücadelede mekanik yöntemler (elle veya makinelerle temizleme) ve doğru otlatma zamanlaması önemlidir. Mera tohum karışımları (yerel ve adaptasyon yeteneği yüksek yem bitkileri) ile takviye ekimler yaparak ot çeşitliliğini ve verimini artırabilirsiniz. Ayrıca, organik maddeyi artırmak için gübreleme (hayvan gübresi) ve toprağın havalandırılması gibi kültürel uygulamalar da meraların canlanmasına yardımcı olacaktır.
Hocam selamünaleyküm. Elazığ’da kayısı yetiştiriyoruz. Kayısıda ‘şarka virüsü’ (plum pox virus) ve ‘monilya’ hastalığı verimi ve ağaç sağlığını olumsuz etkiliyor. Bu viral ve mantar hastalıklarına karşı nasıl mücadele edebiliriz, özellikle de kimyasal olmayan yollarla?
Aleykümselam Cemil Bey. Kayısı yetiştiriciliğinde şarka virüsü ve monilya ile mücadelede önleyici tedbirler hayati önem taşır. Şarka virüsü için en etkili mücadele, virüssüz fidanlarla yeni tesis kurmak ve hastalığa dayanıklı veya toleranslı çeşitleri tercih etmektir. Hastalıklı ağaçların tespit edilip derhal sökülerek imha edilmesi, virüsün yayılmasını önler. Monilya için ise enfekte olmuş dalların, çiçeklerin ve meyvelerin düzenli olarak budanıp imha edilmesi gerekmektedir. Ağaçların iyi havalandırılması için uygun budama teknikleri kullanılmalı ve bahçede nem oranının düşürülmesi hedeflenmelidir. Organik tarımda bakır bazlı preparatlar monilya için koruyucu olarak kullanılabilir.
Antep fıstığında boş iç oranını nasıl düşürebilirim?
Boş için en büyük nedeni düzensiz sulamadır. Özellikle çiçeklenme döneminde su yetersizliği verimi düşürür. Ayrıca dengeli gübreleme de doluluk oranını artırır. Sezon boyunca gelişim açısından takip çok önemli.
Sayın mühendisim ben çiftçiliğe yeni başlıyom. çok bilgim yok açıkcası. zamanla bende inşallah örencem bu işleri. size sormak istediğim ve aklıma çok takılan konu fasulye yetiştiriciliğinde hangi hastalık en çok sorun çıkarır?
Nuri Bey merhaba. Toprakla buluşmanızı öncelikle kutluyorum. Sorunuza dönecek olursak fasulyede en çok antraknoz ve kök çürüklüğü sorun olur. Sertifikalı tohum kullanmak, uygun rotasyon yapmak ve ilaçlı tohum ekmek bu riskleri büyük ölçüde azaltır.
Sayın hocam ceviz bahçesinde gübrelemeyi nasıl yapılmalıyız?
Cevizde toprak analizi esas alınmalıdır Fatih Bey. Gübre miktarını belirlerken ağacın yaşı, büyüklüğü, verim potansiyeli ve toprak analizi sonuçları mutlaka göz önünde bulundurulmalıdır. Aşırı gübreleme bitkiye zarar verebilir, köklerde yanmaya neden olabilir. Gübreleme sonrası mutlaka sulama yapılmalıdır.
Gübreler ağacın taç izdüşümüne, kök bölgesine eşit şekilde dağıtılarak toprağa karıştırılır ve ardından sulama yapılır. Mikro element eksikliklerinde veya hızlı etki istendiğinde, özel formüle edilmiş gübreler yapraklara püskürtülerek uygulanır. Ceviz bahçelerinde gübreleme zamanlarını ana hatlarıyla şu şekilde belirtebilirim:
Sonbahar: Fosforlu ve potasyumlu gübrelerin bir kısmı, organik gübreler.
İlkbahar (Mart-Nisan): Azotlu gübrelerin ilk kısmı, kalan fosfor ve potasyum, mikro elementler (gerekiyorsa).
Yaz (Mayıs-Haziran): Azotlu gübrelerin ikinci kısmı (ağacın ihtiyacına göre).
Karanfil seramda Fusarium solgunluğu ile mücadele ediyorum. Toprak dezenfeksiyonu dışında hangi yollarla bu hastalığı kontrol altına alabilirim? Yardım lütfen.
Fusarium solgunluğu, karanfilde oldukça yıkıcı bir hastalıktır. Toprak dezenfeksiyonu (buharla sterilizasyon veya kimyasal fumigasyon) temeldir. Ancak bunun yanı sıra, dayanıklı veya toleranslı çeşitleri tercih etmek önemlidir. Hastalıksız fide materyali kullanmaya özen gösterin. Toprağın pH’ını uygun seviyelerde tutmak ve bitkilerin strese girmesini engellemek de hastalığa karşı dirençlerini artırabilir. Sulama suyunda dezenfeksiyon sistemleri kullanmak da yayılımı önleyebilir.
Merhaba efendim. Ceviz fidanı diktim birkaç yıl önce ama ağaçlar çok yavaş gelişiyor, sanki bodur kalıyorlar. Yaprakları da bazen sararıyor. Levent Bey, komşumun cevizleri daha hızlı büyüdü, benimkinde bir sorun mu var acaba? Toprakta eksiklik olabilir mi? Saygılar.
Merhaba Hüseyin Bey. Ceviz ağaçlarının gelişimindeki yavaşlık ve yaprak sararması, çeşitli besin elementlerinin eksikliğine veya toprak yapısı sorunlarına işaret edebilir. Öncelikle, fidan diktiğiniz bölgenin toprak pH’sının ceviz için uygun aralıkta (genellikle hafif alkali) olup olmadığını kontrol etmek gerekir. Eğer toprak pH’ı çok düşük veya çok yüksekse, besin alımını engeller. Ayrıca, demir, çinko veya magnezyum gibi mikro element eksiklikleri de benzer belirtilere yol açabilir. Düzenli ve dengeli bir gübreleme programı uygulamak, organik maddece zenginleştirilmiş toprak koşulları sağlamak ve özellikle genç fidanların ilk yıllarında yeterli sulama yapmak, ağaçların sağlıklı gelişimini destekleyecektir. Gerektiğinde yaprak analizi yaptırarak eksik elementleri daha kesin olarak belirleyebilirsiniz.
Kekik yetiştiriciliğinde en verimli biçim zamanı nedir?
Sayın yetiştiricimiz, kekikte en iyi hasat zamanı çiçeklenmenin tam başladığı dönemdir. Bu dönemde uçucu yağ oranı en yüksektir. Sabah serinliğinde biçim yapılması kaliteyi artırır. Şimdiden hasadınız bereketli olsun dileklerimle.
Merhabalar. Tarlamız küçük, dönümlerle uğraşıyoruz. Büyük arazilere destek veriliyor ama bizim gibi küçük çiftçiler ne olacak? Küçük aile işletmelerine özel bir destek planı var mı? Yorumunuz benim için hayati.
Küçük aile işletmeleri, Türkiye tarımının omurgasını oluşturuyor ve 2025 – 2026 sezonunda da bu önemin bilincinde bakanlık. Küçük ölçekli işletmelerin verimliliğini artırmak ve sürdürülebilirliklerini sağlamak amacıyla özel destek programları geliştirileceği kulis bilgileri arasında. Kooperatifleşme ve üretici birlikleri aracılığıyla ölçek ekonomisinden faydalanmaları sağlanacağını tahmin ediyorum. Ortak makine parkları oluşturma ve küçük arazilere uygun modern tarım aletlerinin edinimi için hibe destekleri artırılacak ilk fırsatta.
Spesifik ürünler, katma değerli ürünler ve yerel ürünlerin üretimi teşvik edilerek küçük işletmelerin pazar rekabet gücü artırılacak. Ayrıca, kırsal turizm ve çiftlik evleri gibi alternatif gelir kaynakları da küçük aile işletmelerinin desteklenmesinde önemli bir rol oynayacak. Yapılan değerlendirmeler bunlara işaret etmekte. Bu sayede, küçük çiftçilerin tarımsal faaliyetlerini daha karlı ve sürdürülebilir hale getirmeleri Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından amaçlanıyor.
Buğday ve arpada kuru tarım yapıyoruz. Toprağın su tutma kapasitesini artırmak için anız yakmak yerine ne gibi yöntemler kullanmalıyız? Toprak sağlığını bozmadan nasıl daha verimli olabiliriz?
Sayın yetiştiricimiz, anız yakmaktan kesinlikle kaçınılmalıdır. Anız yakmak yerine anızın toprağa karıştırılması veya doğrudan ekim (minimum toprak işleme) yöntemleri, toprağın organik madde içeriğini artırır, bu da su tutma kapasitesini doğrudan etkiler. Yeşil gübreleme uygulamaları (baklagil ekimi ve toprağa karıştırma) hem toprağa azot sağlar hem de organik madde birikimini artırır. Ayrıca, kontur tarım (doğal eğimlerden faydalanarak tepenin konturlarına paralel toprak işleme ve ekim yapılması) gibi erozyonu önleyici uygulamalar ve uygun münavebe planları, toprak verimliliğini ve su yönetimini optimize etmede kritik rol oynar.
Ayçiçeğinde kuraklık verimi ne kadar etkiler? Tabi bölgesel bir soru oldu ama görüşünüzü merak ediyorum.
Ayçiçeği dayanıklı bir bitki olsa da çiçeklenme döneminde kuraklık ciddi verim kaybına yol açar. Özellikle tozlaşma döneminde su sıkıntısı %30’a varan kayıplar oluşturabilir. Damla sulama ile risk azaltılabilir. Su kısıtı olan Konya, Aksaray gibi şehirlerde yağlık ayçiçeği ikinci ürün olarak ekilerek kısa üretim döneminde daha az su tüketimiyle nispeten daha düşük verimle dönem kapatılmaktadır.
Mazot fiyatları aldı başını gitti. Tarım kredi kartlarıyla bir şeyler yapmaya çalışıyoruz ama yetmiyor. Önümüzdeki yılın mazot desteği artırılacak mı? Elektrikli traktörler falan bize ne zaman gelecek?
Davud Bey sorunuz için teşekkür ediyorum. Mazot maliyetleri, tarımsal üretimde önemli bir girdi kalemi olup, 2026 yılında da bu konudaki desteklerin sürdürülmesi hedefleniyor. Mevcut mazot desteklerinin güncel piyasa koşullarına göre revize edilmesi ve daha etkin bir şekilde çiftçilere ulaştırılması için çalışmalar devam ediyor. Uzun vadede ise, alternatif enerji kaynaklarına yönelim teşvik edilecek gibi görülmekte. Elektrikli tarım makineleri ve traktörlerin yerli üretimi ve yaygınlaştırılması için Ar-Ge destekleri daha da artırılacağını tahmin ediyorum. Güneş enerjisi panelleri ile tarımsal işletmelerin kendi enerjilerini üretmeleri ve bu enerjiyi sulama, depolama gibi alanlarda kullanmaları için hibe programları geliştirilecek. Bu sayede, çiftçilerimizin enerji maliyetlerini düşürerek daha sürdürülebilir bir üretim yapmaları sağlanacak ve geleceğin tarım teknolojilerine adaptasyonları hızlandırılacak.
Hocam merhaba. Görüşlerinize çok değer veriyorum. Sizce Türkiye’de organik tarıma yönelmek mantıklı mı? Saygılar.
Görüşünüz için teşekkür ederim Hikmet Bey. İç pazarda organik tarım sınırlı ne yazık ki. Hatta daha çok büyük şehirlerin etrafında öbekleşme söz konusu. Fakat organik tarım ihracat için sınırlı değil ve değerli tabi ki de. Organik tarımda maliyet tüketici açısından yüksek olur ama alıcı garantili ise mantıklı bir teşebbüs olur organik tarım hamlesi.
Elma bahçemizde bu yıl özellikle yaprak bitleri çok sıkıntı yarattı. İlaçlamaya rağmen tam olarak kontrol altına alamadım. Ne yapmamı önerirsiniz?
Mustafa Bey, yaprak bitleri için doğru zamanlama ve rotasyonlu aktif maddeler kritik. Kimyasal mücadelede sistemik ilaçlar kadar, bitkilerin bağışıklığını güçlendirici destek ürünleri de fayda sağlayabilir. Biyolojik mücadele aparatlarını (örneğin, faydalı böcek salımı) değerlendirmek, uzun vadede popülasyonu dengelemek açısından önemlidir. Ayrıca, bahçenizdeki yabancı ot kontrolü de bitlerin barınma alanlarını azaltabilir. Sıraladığım bu hususları dikkate almanız başarı getirecektir.
Sayın hocam biz Hakkari’de arıcılıkla birlikte bal ormanları oluşturmak istiyoruz. Hangi bitki türleri bölgemiz iklimine uygun olur ve hem arılar için nektar kaynağı olur hem de toprağın erozyonunu önler?
Hakkari’de bal ormanları oluşturmak için bölgenin iklimine uygun, hem nektar ve polen kaynağı olacak hem de erozyon kontrolüne katkı sağlayacak bitki türleri seçimi kritiktir. Yabani meyve ağaçları (örneğin, yabani armut, alıç, kuşburnu), ıhlamur, akasya ve bazı söğüt türleri hem bölgeye adapte olabilir hem de arılar için önemli nektar kaynaklarıdır. Özellikle yamaç arazilerde, derin köklü ve toprak tutma özelliği yüksek bitkilerin (örneğin, bazı çalı türleri, karaağaç) tercih edilmesi erozyonla mücadeleye yardımcı olur.
Çok yıllık çalı ve ot türlerinin karışık ekimi de biyolojik çeşitliliği artırarak daha sağlıklı bir ekosistem oluşturur. Bu türler arasında kekik, geven, adaçayı gibi bitkiler hem erozyonu önlemede etkilidir hem de arılar için yüksek kaliteli nektar ve polen sağlarlar. Özellikle geven türleri, derin kök sistemleri sayesinde toprağı sıkıca tutarak erozyonla mücadelede önemli rol oynar ve aynı zamanda çok iyi bir bal bitkisidir.
Bal ormanının sürdürülebilirliği için yerel ve endemik türlerin tercih edilmesi önemlidir. Bu türler bölgenin iklim ve toprak koşullarına en iyi şekilde adapte olmuşlardır. Ayrıca, farklı çiçeklenme dönemlerine sahip bitkilerin seçilmesi, arıların yıl boyunca nektar ve polen bulmasını sağlayarak arıcılığın verimini artırır.
Tarım sigortası gerçekten işe yarıyor mu?
Sayın yetiştiricimiz, son yıllarda ülkemizde doğal afet, don ve dolu zararı çok arttı. TARSİM olmadan ciddi risk almış olursunuz. Nitekim bu yıl çok sayıda mağduriyet yaşandı. Yeni ÇKS başvuruları 1 eylül tarihinde başlayacak biliyorsunuz. Tarım sigortası yaptırırken ekonomik düşünmeden poliçenizi don ve dolu zararını da kapsayacak şekilde tam kestirin lütfen. Afetsiz zararsız bol kazançlı bir sezon olsun inşallah İzzet Bey.
Merhaba Levent Bey. İklim değişikliği diye bir şey var, artık herkes biliyor. Bir sene don vuruyor, bir sene kuraklık. Ürünlerimiz telef oluyor. İklim değişikliğine karşı tarlamızı haliyle kendimizi nasıl koruyacağız? Yeni ürünler mi ekeceğiz, sigortalar mı genişleyecek?
Hasan Bey merhaba. Böylesine güzel sorular tarafıma ulaşınca mutluluğum katlanıyor. Sorunuz için teşekkür ederim. İklim değişikliğinin tarım üzerindeki olumsuz etkileriyle mücadele, yeni dönemde tarım stratejisinin temel direklerinden biri. Özellikle iklim risklerine dayanıklı, kuraklığa ve dona toleranslı yeni çeşitlerin geliştirilmesi ve yaygınlaştırılması için Ar-Ge faaliyetleri hızlandırılacak tartışmasız. Tarım sigortaları kapsamı genişletilerek, afet risklerine karşı üreticinin zararı daha etkin bir şekilde karşılanacak ki bundan kaçışta görünmüyor.
Erken uyarı sistemleri ve meteorolojik verilerin anlık takibi ile çiftçiler olası risklere karşı önceden bilgilendirileceğini tahmin ediyorum. Modern sera teknolojileri, dikey tarım ve kontrollü ortam tarımcılığı gibi alternatif üretim modelleri teşvik edilecek. Ekim nöbeti, teraslama gibi geleneksel yöntemlerin modern uygulamalarla birleştirilmesi de iklim direncini artıracak önemli adımlar arasında yer alıyor.
Levent Bey merhaba. Biber fidelerimde ilk dikimden sonra gelişme durakladı ve yapraklarda sararmalar başladı. Ne gibi besin eksiklikleri olabilir ve nasıl giderebilirim? Yardımcı olur musunuz?
Emre Bey merhaba. Fide dikimi sonrası gelişim duraklaması ve sararma, genellikle besin eksikliği veya şok kaynaklı olabilir. Özellikle azot eksikliği yapraklarda genel sararmaya yol açabilir. Demir eksikliği ise damar aralarında sararma, damarların yeşil kalmasıyla belirginleşir. Toprak analizi yaptırarak eksik olan elementleri tespit etmek en doğrusudur. Hızlı etki için suda çözünür, dengeli bir NPK gübresi ve iz element takviyeleri ile damla sulama veya yapraktan uygulama yapılabilir. Bereketli bir sezon geçirmeniz dileğiyle.
Levent Bey Erzurum’da yem bitkileri yetiştiriyoruz, özellikle yonca ve korunga. Toprak verimliliğini artırmak ve soğuk iklime dayanıklılığı artırmak için ne gibi toprak işleme ve gübreleme teknikleri uygulamalıyız?
Cihan Bey, bölgenizde yem bitkilerinde toprak verimliliğini ve soğuk iklime dayanıklılığı artırmak için özel stratejiler izlenmelidir. Toprak organik madde içeriğini artırmak, toprağın su tutma kapasitesini ve besin maddesi döngüsünü iyileştirerek genel bitki sağlığını ve soğuk toleransını artırır. Bu amaçla yanmış hayvan gübresi ve kompost uygulamaları önemlidir. Soğuğa dayanıklı yonca ve korunga çeşitlerinin seçimi esastır. Ayrıca, sonbaharda potasyum ağırlıklı gübreleme yapmak, bitkinin kışa dayanıklılığını artırabilir. Minimum toprak işleme uygulamaları da toprak yapısını koruyarak soğuk stresine karşı bitkinin direncini güçlendirebilir. Bereketli bir sezon diliyorum..
İyi günler hocam. Aydın’ın inciri malumunuz meşhur. Ancak son yıllarda incir ağaçlarımızda görülen bazı hastalıklar ve zararlılarla mücadelede ciddi zorluklar yaşıyoruz. Özellikle meyve sineği ve bazı fungal hastalıklar, rekoltemizi ve ürün kalitemizi olumsuz etkiliyor. Geleneksel yöntemler artık yeterli olmuyor gibi. Bu konuda modern tarım teknikleri veya entegre mücadele yöntemleri hakkında bize neler önerebilirsiniz? Kimyasal ilaç kullanımını azaltmak istiyoruz ama ürünümüzü de kaybetmek istemiyoruz.
İyi günler Murat Bey. İncirde karşılaşılan zararlılar ve hastalıklar, özellikle de meyve sineği ve fungal enfeksiyonlar, üreticiler için önemli bir kayıp kaynağı olabilir. Bu noktada entegre zararlı yönetimi (IPM) yaklaşımları büyük önem taşımaktadır. Kimyasal mücadeleyi son çare olarak görmekle birlikte, biyolojik mücadele preparatlarının kullanımı, feromon tuzakları ile zararlı popülasyonunun izlenmesi ve kitlesel yakalama, kültürel önlemler (düşen meyvelerin toplanması, ağaçların uygun budanması) gibi yöntemler öncelikli olmalıdır.
İncirde görülen bazı fungal hastalıklara karşı dayanıklılığı artırmak için ağaçların beslenme dengesine dikkat etmek, toprağın sağlığını iyileştirmek ve biyopestisitler gibi çevre dostu ürünleri denemek etkili çözümler sunabilir. Modern tarım teknolojileri kapsamında, erken uyarı sistemleri ile hastalık ve zararlı baskısının takip edilmesi, doğru zamanda ve doğru yöntemle müdahale etme olanağı sağlayarak kimyasal ilaç kullanımını minimize edecektir.
Arpa verimini artırmak için hangi gübreleri ve gübreleme yöntemini önerirsiniz?
Aydoğan Bey, arpa verimini artırmak için doğru gübreleme oldukça önemlidir. Gübreleme programınızı belirlemeden önce mutlaka toprak analizi yaptırın. Bu, toprağınızın mevcut besin seviyelerini ve pH değerini anlamanıza yardımcı olur.
Arpada verim için en kritik nokta azotlu gübreyi ikiye bölerek uygulamak. Ekimle beraber tabana 20-30 kg/da DAP (18-46-0) veya eşdeğeri kompoze gübre, çıkış sonrası ise üst gübre olarak 20-25 kg/da Üre (%46 N) vermek iyi bir sonuç verecektir. Bunun dışında hayvan gübresi veya kompost uygulamaları da faydalı olabilir. Zira toprağın organik madde içeriği, besin tutma kapasitesini ve su tutma kapasitesini artırır.
Son olarak özellikle mikro besin elementi eksiklikleri tespit edildiğinde veya bitkinin hızlı besin alımına ihtiyaç duyduğu dönemlerde (örneğin kardeşlenme veya sapa kalkma döneminde) yaprak gübreleri de etkili olacaktır. Bu gübreler, bitki tarafından hızla emilir.
Efendim iyi günler diliyorum. Çanakkale’de çilek yetiştiriciliği yapıyoruz. Ancak özellikle topraktan kaynaklanan bazı hastalıklar ve zararlılarla başımız dertte. Bir de işçi bulma konusunda ciddi sıkıntılar yaşıyoruz, bu da hasat maliyetlerimizi yükseltiyor. Toprak hastalıklarıyla mücadelede sürdürülebilir yöntemler ve işçi maliyetini düşürecek otomasyon veya farklı hasat modelleri hakkında bilgi alabilir miyiz?
Çilek üretiminde toprak kaynaklı hastalıklar ve işçilik maliyetleri, özellikle hassas bir ürün olan çilek için önemli sorunlar teşkil eder. Toprak hastalıklarıyla mücadelede en etkili yöntemlerden biri solarizasyon (toprağın güneş enerjisiyle dezenfeksiyonu) ve biyolojik toprak dezenfeksiyonu gibi çevre dostu uygulamalardır. Ayrıca, dayanıklı çilek çeşitlerinin seçimi ve fidelerin sertifikalı olması da hastalık riskini azaltır. Ekim nöbeti uygulamaları da toprak yorgunluğunu ve patojen birikimini önlemeye yardımcı olur.
İşçi maliyetlerini düşürmek ve hasat süreçlerini optimize etmek için tünel sistemleri veya yükseltilmiş yataklarda çilek yetiştiriciliği gibi yöntemler, hasatın daha ergonomik yapılmasını sağlayarak işgücü verimliliğini artırabilir. Gelecekte ise hasat robotları ve otomasyon sistemleri, çilek üretiminde işçilik sorununa kesin çözümler sunma potansiyeli taşımaktadır; bu teknolojilere yatırım yapmak uzun vadede maliyetleri düşürecektir. Bereketli bir sezon geçirmeniz dileğiyle.
Bu sene buğday ekerken hangi çeşidi tercih etmeliyim? Geçen yıl kalite düşük çıkmıştı.
Mehmet Bey 2024-2025 sezonunda hemen hemen her yerde don olayı yaşandı. Don zararından sonra bazı yerlerde dolu zararı da yaşandı maalesef. Üstüne Konya gibi bazı illerde kuraklık zararı da görüldü. Özetle bu yıl kalite ve rekolte kayıpları kaçınılmaz oldu.
Bölgenizin ve sizin koşullarınıza göre Bahri Dağdaş Araştırma Enstitüsü’nün ıslah çalışmaları sonucu geliştirdiği çeşit ve ırkları tercih etmenizi kesinlikle öneririm. Detaylıca incelemeniz için Bkz. (https://arastirma.tarimorman.gov.tr/bahridagdas/Link/9/Cesit-Ve-Irklarimiz)
İstiridye mantarı kompostunda kontaminasyon (bulaşma) sorunları yaşıyorum. Önlemek için ne gibi hijyen önlemleri almalıyım?
Kontaminasyon, mantar yetiştiriciliğinde en büyük zorluklardan biridir. Öncelikle, kompost hazırlama alanından inkübasyon odasına kadar tüm süreçte yüksek hijyen standartları sağlamalısınız. Kullanılan alet ve ekipmanlar her kullanımdan önce dezenfekte edilmelidir. Hava filtrasyon sistemleri ve pozitif basınçlı odalar, spor ve bakteri girişini en aza indirebilir. Sterilizasyon veya pastörizasyon süreçlerinin doğru sıcaklık ve sürede yapıldığından emin olun.
Selamünaleyküm Levent Bey. Çiftçiliğe yeni başlayanlara hangi ürünü önerirsiniz?
Aleykümselam Yahya Bey. Sorunuza verilecek cevap bölgeye göre değişir ama buğday, arpa gibi risksiz ürünlerle başlamak en güvenlisidir. Ancak ben olsam arazinizin olduğu yerde su problemi yoksa kesinlikle çilek ekerdim. Neden? Çünkü çilek çok yıllık bir bitki. Yılda üç kez hasat yapılabiliyor. Ankara, İstanbul gibi illere günübirlik Anadolu’nun bir çok ilinden 300-350 TL/Kg çilek gönderiliyor hallere. Tüketiciye kaçtan ulaşıyor siz düşünün. Arazinizin alanı küçükse, sulama sorununuz yoksa çilek ile çiftçiliğe başlamanız direkt olarak 1-0 önde olacağınız anlamına gelir. Allah işinizi rast getirsin..
Tarlayı sürdük, ektik, biçtik… Ama sattığımız ürünün fiyatı bizim emeğimizin karşılığı değil. Aracılar bizden çok kazanıyor. Bu durum bundan sonra değişir mi? Üreticinin hakkını koruyacak yeni bir yasal düzenleme gelecek mi sayın uzmanım?
Mehmet Bey sorunuz için gerçekten çok teşekkür ederim. Sizin özelinizde üreticinin genel bir sorunu bu konu. Üretici ve tüketici arasındaki tedarik zincirinin kısaltılması, hükümet hedefleri arasında önemli bir yer tutuyor. Özellikle kooperatifleşme modellerinin güçlendirilmesi ve dijital tarım platformları aracılığıyla doğrudan satış kanallarının oluşturulması hedeflenmekte. Bu sayede aracı maliyetleri minimize edilerek üreticinin kar marjının artırılması amaçlanıyor.
Ayrıca, tarımsal kooperatiflerin kapasitesinin artırılması ve sözleşmeli tarım uygulamalarının yaygınlaştırılması, fiyat istikrarı açısından kritik öneme sahip. Tarım sigortası sisteminin günün gerekliliklerine göre revize edilmesi ve rekolte tahmin sistemlerinin geliştirilmesi de üreticinin piyasa risklerine karşı korunmasını sağlayacak. Şu ana kadar atılan ve bundan sonra da atılacak olan bu tür adımlar, önümüzdeki yıllarda daha adil bir pazar yapısının oluşturulmasını amaçlamaktadır.
Hocam, çay bahçelerimizde eskiden beri bildiğimiz gübreleme yöntemleri artık sanki yeterli olmuyor. Verim düşüyor gibi. Toprak analizleri falan diyorlar ama biz o işlere pek aşina değiliz. Basit yollarla toprağımızın neye ihtiyacı olduğunu nasıl anlarız, daha doğru gübreleme için ne tavsiye edersiniz?
Coşkun Bey, çok doğru bir noktaya değindiniz. Uzun yıllar aynı tür gübreleri kullanmak veya bilinçsiz gübreleme yapmak toprağın dengesini bozabilir ve verimi düşürebilir. Toprak analizi, elbette en kesin sonucu verir ancak her zaman kolay olmayabilir. Basitçe toprağınızın rengini, yapısını ve içindeki organik madde miktarını gözlemlemek bile bazı ipuçları verebilir. Örneğin, toprağınız çok sıkı veya çok kumluysa, organik madde eksikliği olabilir. Daha etkili gübreleme için, çay bitkisinin gelişim dönemlerine göre farklı besin ihtiyaçları olduğunu unutmamak gerekir. Azot, fosfor ve potasyum dengesini iyi ayarlamak, kaliteli ve verimli bir ürün için olmazsa olmazdır. Aşırıya kaçmadan, bitkinin gerçek ihtiyacını karşılayacak miktarda ve zamanda gübreleme yapmak, hem toprağı korur hem de cebinizden gereksiz harcama çıkmasını engeller.
Hocam hayırlı günleriniz olsun. Organik tarıma geçmek istiyoruz ama süreç çok zor, belgeler, denetimler derken gözümüzde büyüyor. 2026’da bu süreçler kolaylaşacak mı? Organik tarıma destekler artacak mı? Bizi aydınlatırsanız çok memnun oluruz.
Merhaba Hasan Ali Bey. Organik tarım, sürdürülebilir bir gelecek için önemli bir strateji. 2026’da organik tarım sertifikasyon süreçlerinin basitleştirilmesi ve dijitalleştirilmesi yönünde çalışmalar yapılacağını tahmin ediyorum. Üreticilerin belge yükünü azaltacak ve denetim süreçlerini daha etkin hale getirecek düzenlemeler üzerinde duruluyor.
Benim şahsi kanaatim organik tarıma yönelik desteklemeler artırılarak, geçiş sürecindeki çiftçilere finansal yükleri hafifletilecek. Eğitim ve yayım hizmetleri yaygınlaştırılarak organik tarım teknikleri konusunda çiftçiler bilgilendirilecek. Organik ürünlerin iç ve dış pazarlara erişimini kolaylaştıracak tanıtım ve pazarlama faaliyetleri de desteklenecek. Ayrıca, biyolojik mücadele yöntemlerinin ve doğal gübrelerin kullanımının teşvik edilmesi, organik tarımın gelişimine katkı sağlayacak diye düşünüyorum. Gününüz hayır işiniz bereketli olsun.
Hocam merhaba. Şeftalilerimi soğuk hava deposunda depolarken ortaya çıkan iç kararması (kahverengileşme) sorununu nasıl önleyebilirim? Yorumunuz için şimdiden teşekkürler.
Ayhan Bey merhaba. Şeftalide depolama sonrası iç kararması, genellikle uzun süreli düşük sıcaklıkta depolama (soğuk zararı) sonucu ortaya çıkan fizyolojik bir bozukluktur. Bu durumu önlemek için, şeftalilerin depolama süresini ve sıcaklığını doğru ayarlamak önemlidir. Bazı çeşitler daha hassastır. Depolama öncesi hızlı ön soğutma ve “aralıklı ısıtma” olarak bilinen, depolama sırasında kısa süreli (1-2 gün) daha yüksek sıcaklıklara (18-20°C) maruz bırakma uygulamaları bu sorunu azaltabilir.
Yeni kurduğum zeytinliğimde fidanlar ilk yıllarda çok yavaş gelişiyor. Hızlandırmak için ne gibi gübreleme ve bakım önerileriniz olur?
Zeytinliğiniz hayırlı olsun Mehmet Bey. Zeytin fidanlarının ilk yıllardaki yavaş gelişimi normaldir, ancak doğru bakım hızlandırabilir. Kök gelişimini teşvik eden fosfor ağırlıklı gübreler ve organik madde takviyesi başlangıçta çok önemlidir. Yeterli ve düzenli sulama, özellikle kurak dönemlerde hayati öneme sahiptir. Ayrıca, ilk yıllarda doğru şekil budaması yapmak ve rekabet eden yabancı otları kontrol altında tutmak da fidanların enerjisini ana gövde ve dal gelişimine yönlendirmesine yardımcı olur.
Levent Bey yüksek tünel plastik serada domates yetiştiriciliğinde bitki başına verimi artırmak için ne önerirsiniz?
Ferhat Bey, yüksek tünelde domates verimini artırmak için doğru budama ve seyreltme teknikleri kritiktir. Genellikle tek gövdeli yetiştiricilik tercih edilir; ana gövde üzerindeki koltuk altı sürgünleri düzenli olarak temizlenmelidir. Yaprak seyreltme, özellikle meyve salkımlarının altındaki yaşlı ve hastalıklı yaprakları çıkarmak, hava sirkülasyonunu artırır ve meyvelerin ışık almasını sağlar. Salkım seyreltme ise, her salkımdaki meyve sayısını ideal seviyeye düşürerek kalan meyvelerin iriliğini ve kalitesini artırır.
Hocam merhaba. Bağcılıkta yıllardır emek veriyoruz, ancak son yıllarda iklim değişikliğinin getirdiği düzensiz yağışlar ve aşırı sıcaklıklar, ürün verimimizi ciddi anlamda düşürdü. Özellikle çiçeklenme dönemindeki bu dengesizlikler, salkım seyreltme gibi işlemleri bile etkiliyor. Bu duruma karşı bizim gibi üreticilerin alabileceği kısa ve uzun vadeli önlemler neler olabilir?
Merhaba Kerem Bey. İklim değişikliği sadece bağcılıkta değil gerçekten de son yıllarda tüm tarımsal ürünlerde olumsuz etkisini gösterir hale geldi. Kısa vadede, özellikle kritik dönemlerde (çiçeklenme, meyve tutumu gibi) mikro yağmurlama veya sisleme sistemleriyle nem ve sıcaklık dengesini sağlamak, olumsuz etkileri hafifletebilir. Ayrıca, bu dönemlerde bitkinin stresini azaltacak yaprak gübreleri ve biyo-stimulantlar kullanmak da faydalıdır.
Uzun vadede ise, bölgenin değişen iklim koşullarına daha dayanıklı, kuraklığa ve aşırı sıcaklıklara adapte olabilen asma çeşitlerinin tercih edilmesi büyük önem taşımaktadır. Toprakta organik madde miktarını artırarak su tutma kapasitesini geliştirmek ve damla sulama gibi modern sulama tekniklerini yaygınlaştırmak da gelecekteki verimlilik açısından stratejik adımlardır. Ayrıca, doğru budama teknikleri ve gölgelendirme uygulamaları ile bitkinin mikro iklimini düzenlemek de iklim stresini azaltmada etkilidir.