Uzmanım, ben Edremit Körfezi’nde sebze yetiştiriciliği yapıyorum. Topraklarımızda tuzluluk sorunu baş göstermeye başladı. Eskiden böyle değildi. Bu durum verimi düşürüyor ve bitkilerin gelişimini olumsuz etkiliyor. Bu tuzlulukla nasıl mücadele edebiliriz? Toprağımızı nasıl iyileştirebiliriz?

Tuzluluk, özellikle sulama kaynaklarının yanlış kullanılması veya yetersiz drenaj nedeniyle ortaya çıkabilen ciddi bir toprak sorunudur. Toprak analizi sonuçlarına göre hareket etmek esastır. Eğer tuzluluk sorunu yüksekse, drenaj sistemlerinin iyileştirilmesi ve uygun yıkama sulamalarının yapılması gerekebilir. Organik madde miktarını artırıcı uygulamalar (yeşil gübreleme, kompost kullanımı) toprağın yapısını düzelterek tuzun bitki köklerinden uzaklaşmasına yardımcı olur. Ayrıca, tuza toleranslı bitki çeşitlerinin seçilmesi ve doğru gübreleme tekniklerinin uygulanması da bu mücadelede kritik öneme sahiptir. Uzun vadede su kalitesinin izlenmesi ve uygun sulama suyu kaynaklarının kullanılması büyük önem taşır. Emeklerinizin karşılığını alabilmeniz dileğiyle.

Hocam, bu yıl ektiğimiz buğday tarlalarında ot kontrolüyle başımız dertte. Her yıl farklı ilaçlar deniyoruz ama sanki otlar ilaçlara bağışıklık kazanmış gibi, verimimiz düşüyor. Bu konuda ne yapmalıyız, yeni bir strateji var mı?

Süleyman Bey, otların zamanla kullanılan herbisitlere adaptasyon sağlaması, ne yazık ki sıkça karşılaşılan bir durum. Bu direnci kırmak için tek tip ilaç kullanımından kaçınmak büyük önem taşır. Farklı etki mekanizmalarına sahip herbisitleri rotasyonlu olarak kullanmanız veya gerektiğinde karıştırarak uygulamanız faydalı olacaktır. Ayrıca, münavebe sistemiyle farklı bitkileri arka arkaya ekmek, toprak yapısını iyileştirirken bazı ot türlerinin yaşam döngüsünü de bozarak popülasyonlarını azaltmada etkili olabilir. Son olarak, ekim öncesi toprak işlemede hassasiyet ve tohum yatağını doğru hazırlamak da ot tohumlarının çimlenmesini engelleyici bir faktör olarak düşünülmelidir.

Uzun yıllardır bu topraklarda çiftçilik yapıyorum. Son zamanlarda, özellikle ilkbahar dönemlerinde yaşanan ani don olayları ürünlerimizi çok etkiliyor. Mesela geçen yıl, ektiğimiz patateslerin önemli bir kısmı dondu. Bu duruma karşı ne gibi önlemler alabiliriz, ya da devlet destekli bir sigorta sistemi var mı?

Ardahan gibi yüksek rakımlı bölgelerde ilkbahar donları, tarımsal üretimin en ciddi risk faktörlerinden biridir. Bu tür ani sıcaklık düşüşlerine karşı aktif ve pasif mücadele yöntemleri mevcuttur. Pasif önlemler arasında, dona dayanıklı çeşitlerin seçimi ve ekim zamanının iyi ayarlanması yer alır. Aktif yöntemler ise, don beklentisi olan gecelerde bitki üzerine su püskürtme (sulama donu), rüzgar pervaneleri kullanma veya bitki etrafında ısıtma gibi uygulamaları içerir. Türkiye’de Tarım Sigortaları Havuzu (TARSİM) aracılığıyla don olaylarına karşı ürün sigortası yaptırmak mümkündür. Çiftçilerimizin bu konuda detaylı bilgi almak ve ürünlerini güvence altına almak için TARSİM acenteleriyle iletişime geçmeleri büyük önem taşımaktadır.

Tarımsal desteklemelerden yeterince faydalanamıyoruz gibi geliyor bana. Sürekli bir sürü evrak işi, bir de hangi desteğin ne işe yaradığını tam anlayamıyoruz. Bu desteklere ulaşmak için daha kolay bir yol yok mu? Ya da bize uygun hangi destekler var?

Kıymetli çiftçimiz, tarımsal desteklemelerden tam anlamıyla faydalanabilmek için öncelikle ilgili kurumların (Tarım ve Orman Bakanlığı, kırsal kalkınma ajansları) duyurularını yakından takip etmek çok önemlidir. Destek programlarının karmaşık yapısı göz önüne alındığında, ziraat odaları veya tarım danışmanlık hizmetlerinden profesyonel yardım almak, başvuru süreçlerini ve hangi desteklerin sizin özel durumunuza uygun olduğunu anlamanıza yardımcı olacaktır. Genç çiftçi destekleri, kırsal kalkınma yatırımları veya organik tarım destekleri gibi farklı başlıklar altında birçok fırsat bulunmaktadır. Evrak işlerinin düzenli ve eksiksiz tutulması, başvuruların başarıyla sonuçlanmasında kritik bir rol oynar. Bilgiye ulaşma ve doğru rehberlik alma, bu süreçte karşılaşılacak zorlukları aşmanın anahtarıdır.